Salı, Temmuz 19, 2022


KADININ ÖLDÜĞÜ YERDE

Yine oldu. Tam da, “acaba bir daha olmaz mı” diye umut ederken, yine oldu işte.

Diğerlerinden bir farkı yoktu aslında. Daha önce sayısız defa olduğu gibi, yani neredeyse artık alışıldığı gibi oldu her şey.Birkaç gün önce; ülkenin bir yerinde, yine bir ruh hastası ortaya çıktı. Ve yine masum ve savunmasız bir kadın öldürüldü. Öldürüldü demek hafif kalıyor sanırım, acımasızca katledildi demek daha doğru olacak.

Öyle ya ! Savunmasız bir kadına önce tabancayla birçok kez ateş edip yaralayan, ölmediğini görünce de bıçakla boğazını kesen bir vahşinin acımasızlığını anlatabilmek kolay değil ki.
Olayın psikolojik, sosyolojik ya da insanla ilgili tüm bilim dalları açısından değerlendirilmesini işin uzmanlarına bırakarak, başka bir pencereden bakalım biz.
İnsanlığa karşı en büyük suçlardan birini işleyen bu hastalıklı zihniyet, yine hepimizin ezberlediği bildik savunmayı yaptı. Hayattan acımasızca kopardığı kadına “aşık olduğunu ve aşkına karşılık alamadığı için onu öldürdüğünü” söyledi.
Zavallı ! Aşkın ne olduğundan habersiz zavallı ! Bilmiyor ki; aşk, iki kişiliktir. İki kişide hayat bulur aşk. İnsanın yaşaması için hava ve su nasıl zorunlu ise, aşk için de iki kalbin varlığı zorunludur. Aksi takdirde eksiktir aşk, yok hükmündedir hatta. Kalplerin birbirini öpmesidir aşk ! Bir ruhun, başka bir ruha sarılmasıdır. Ve iki kişilik olduğu, iki kalp tarafından paylaşıldığı için de dünyanın en tatlı yüküdür aşk. Tek kişilik değildir ki o, sadece sana verilsin. Bir tek kişinin sahiplenebileceği bir duygu hiç değildir. İnsana bahşedilmiş muhteşem bir armağandır o. Kısacası; iki kişinin mucizesidir aşk..
Seninkisi sevmektir sadece, bilesin ruhsuz adam ! Tek taraflıdır. Her sevmek de aşk değildir elbette. Sevgin karşılık bulmayınca aşka dönüşemez ki hissettiğin. Sana ait bir duygu olarak sende kalır yalnızca.
Senin gibi yanılır insan çoğu zaman. Sevmeyi ve aşkı birbirine karıştırır. “Ben sevdim ya, yeter” diye düşünür belki. Kendini kandırır aşık oldum diye. Ortada aşk yoktur ki, hissettiğin duygu aşık olmak olsun. En büyük yanlışın da, senin sevginin doğal olarak karşılık bulacağını düşünmendir. Bu mümkün değildir narsist adam. Hiçbir kalbe zorla giremezsin. Kapıları kapalı bir kalbe dokunman mümkün müdür hiç..
Hadi, bir an için bu söylemlerimizden vazgeçip, senin yaşadığının aşk olduğunu kabul edelim. O zaman, aşkını yaşatmak yerine neden öldürmeyi seçtiğini söyler misin ? Aşk yaşatılmak içindir, yaşamak içindir.
Eğer seninkine aşk diyeceksek; kavuşamadığı Leyla’sı için çöllerde avare dolaşırken görülüp kendisine kim olduğu sorulduğunda “Leyla” diye cevap veren; nereden geldiği sorulduğunda “Leyla’dan; nereye gittiği sorulduğunda da ”Leyla’ya” diye karşılık veren Mecnun’unkine ne diyeceğiz o zaman ? İnsanlık tarihi boyunca aşk için yazılmış şarkıları, şiirleri, kitapları; aşkı anlatan resimleri, heykelleri ve diğer sanat eserlerini nereye koyacağız ? Aşık olduğu kadınla evlenebilmek için, o kadının kalbindeki krallığını tercih ederek İngiltere tahtını bırakan VIII. Edward’a haksızlık etmiş olmaz mıyız sence ? Kral olarak yaşamak yerine, aşkını yaşatmayı seçmiş olan Edward’mı, Leyla’sına kavuşması engellendiğinde ona zarar vermeyi aklından dahi geçirmemiş olan Mecnun’mu, yoksa ilkel bir şekilde öldürmeyi seçmiş olan sen mi hak ediyorsun saygıyı ne dersin ? Onu sevdiğini söylüyorsun ama bence sadece kendini seven narsistin birisin sen. Eğer gerçekten sevmiş olsaydın, onu öldürmek yerine yaşatırdın. Belki de kadınlar için karşı koyulamaz bir caziben olduğuna inanıyordun. Bu yüzden kurbanın tarafından reddedildiğine şaşırmış ve kendince cezasını kesmiş olmalısın.
Evet, önceki gün bir kadın daha hayattan kopartıldı. Dünya artık onsuz dönecek. Ona aşık olduğunu zanneden kişi ise; tiksindirici bir fazlalık olarak yaşamaya devam edecek.
Hep birlikte ona; “Kadının öldüğü yerde, hiçbir şey yaşayamaz” desek, bizi anlar mı dersiniz ?

( Kasım / 2021, İzmit )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SEN YAŞTAYIM

İNSANIN MAVİSİ

  Bu sabah deniz, kendimin "Di'li geçmiş zaman"ı. Bir vakit bendeki mavinin solmamış hali. Çocukça güldüren, aşkça ürperten, b...