Perşembe, Ocak 09, 2014




O N L A R
Her yerdedir onlar.
Bakın şöyle bir çevrenize; insanın olduğu her yerde görürsünüz onları.
Kadın erkek; yaşlı genç; çoluk çocuk hiç önemli değildir onlar için; her ruhu ve her bedeni ele geçirmişlerdir.
Sanırsınız insanın ikizidirler; içinde olmadıkları bir yaşam ve onlarsız bir insan düşünülemez.
Nerede insan varsa, onlar da tam oradadırlar işte.
Ve yaşam denen labirentin her köşesinde ansızın karşınıza çıkmak için sinsice beklemektedirler.
Kurtuluş yoktur onlardan, kaçıp kurtulmak mümkün değildir.
Zaman ve mesafe tanımaz onlar, bilesiniz.
Okyanusların dibine ya da göklerin sayısız katlarına sığının isterseniz; isterseniz zaman tünelinin sonsuz boyutlarına gizlenin, size ulaşmaları sadece bir ‘an’ dır.
Yok olmalarını hiç beklemeyin; ya da yok etmeyi hiç düşünmeyin onları.
Siz yaşadığınız sürece, ölümsüzdür onlar çünkü.
Yok yok ! Onlar da ölümlüdür aslında.
Ama siz öldüğünüzde ölecektir onlar; sizden önce değil.
Yaşadığınız sürece sizden beslenirler; varlığınız, onlar için hayat kaynağıdır.
İnsansınız ya ! Sadece bu yüzden, varlıklarını devam ettirecek enerjiyi verirsiniz onlara hiç farkında olmadan.
Bilerek ya da bilmeyerek yaptığınız hatalar, eksiklik ve yanlışlıklar muhteşem bir ziyafet sofrasına dönüşmüştür onlar için.
Beslenirler, büyürler ve yaşamaya devam ederler; bir yandan sizi yiyip bitirirken.
Bazen gittiklerini düşünür, iyileşmeyi umarsınız; bazen de kanserli hücreler gibi çoğaldıklarına tanık olursunuz onların.
Günlük yaşam koşturması içerisinde iken bir an sizi unuttuklarını sanırsınız; içten içe sevinip onlar tarafından unutulmayı her şeyden çok istersiniz.
Oysa, hiçbir yere gitmemişlerdir; işte oradadırlar.
Size gelmeleri içinse yaşamdaki sıradan bir devinim yeterlidir.
Bazen kulaklarınıza değen bir ses, gözlerinize düşen bir renk, bir yüz, bir yazı, bir insan, bir ezgi, bir yağmur damlası; bir.., bir.., bir.., ne varsa yani yaşamın içinde, onları harekete geçirmek için yeterli olacaktır.
En çok sevdikleri zaman dilimi ise; gecedir.
Uykunuzun tam ortasında, sessizce başucunuza dikilip sizi uyandırırlar ve bilmem kaçıncı kez sizi kendinizle hesaplaşmaya çağırırlar.
Sonucu bellidir aslında bu kısır döngünün.
Dönüşü olmayan bir yolculuğun çaresizliği ve çıkmaz bir sokaktaki teslimiyettir işte size kalan.
Yaşamınızda bir şeyi yapmış ya da yapmamış olmanız önemlidir onlar için.
Bütün dertleri budur.
Bir kez çıkıp geldiler mi; ‘NEDEN?’ diye soracaklardır durmaksızın.
O şeyi neden yapmış ya da yapmamış olduğunuzu sorgulayacaklardır.
Yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızın, yapmamamız gerektiği halde yaptıklarımızın; yani hatalarımızın, yanlışlıklarımızın kılığına girmiştir onlar.
Hiçbir mazereti kabul etmezler; çünkü artık çok geçtir onlara göre.
Alkışlanacak başarılarınızın, takdir edilecek fedakarlıklarınızın, etrafınıza saçtığınız sevgi ve neşenin, başkalarına bulaştırdığınız mutluluğun ve saygı duyulacak dürüstlüğünüzün dışında, başınıza kakılacak olanlarda vardır işte böyle.
Tüm yaşamınız boyunca sizi takip edecektir onlar; siz kaçansınızdır, onlarsa kovalayan.
Yaptığınız ya da yapmadığınız şeyleri tokat gibi çarpacaklardır yüzünüze bıkmadan, usanmadan.
Onların kurşun gibi dayanılmaz ağırlığını yüreğinizde taşırsınız hep acıyla.
Onlar hatırlattıkça siz üzülüp, ‘keşke’ dersiniz.
Bilin ki; onların varlığı, ölüm kadar acıdır.
Kim mi onlar?
Onlar; bizim ‘KEŞKE’ lerimizdir.
Onlar; bizim ‘PİŞMANLIK’larımızdır.

(Temmuz/2013, İstanbul)

6 yorum:

  1. Ne çok şey almıştır zaman ve ne çok şeyi tüketmiştir farkına varmadan. insan en çok kaybettiği değerler için ağlar ve en çok yitik zamanlarda bıraktığımız “keşke”leri yaşarız ömrümüzde. Ne çoktur dilimizdeki yeri ne çok anlam saklarız bu tek kelimede, ne büyük bir
    sırdır yüreğimizde son nefese kadar taşımamız gereken. peki ya “iyi ki” saklamak zorunda olmadığımız en karanlık gecede bile bize ışık olan, herkesle paylaştığımız kaç tane “iyi ki” var hayatımızda.

    YanıtlaSil
  2. Haklısın Sevgili Adsız; "keşke"lerimizin panzehiri "iyi ki"lerimizdir hiç kuşkusuz. Öylesine bir yürüyüştür ki zaten adına yaşam dediğimiz; herşey zıddını yanında taşıyor elbette. "Keşke"lerimizin bizi teslim aldığı çıkmaz sokaklarda ya da karabasana dönüştüğü zifiri karanlık gecelerde "iyi ki"lerimizin parlak ışığı ruhumuzu aydınlatacak ve "iyi ki"lerimizin "keşke"lerimizi yendiğini duyumsamak bizi sakinleştirecek, biliyorum. Teşekkürler bu değerli hatırlatma ve güzel yorum için. İbrahim Ethem Dikmen.

    YanıtlaSil
  3. "İyi ki'lerinizi toplayın bugün ve 'keşke'lerinizden çıkartın. Fazlaysa kardasınız demektir." ''İyi ki''lerinizin "keşke"lerinizden çok olması dileklerimle...

    YanıtlaSil
  4. Mutluluğa giden yollardan birisi de bu olmalı; 'iyi ki' lerimizin 'keşke' lerimizden fazla olması.. Teşekkürler Mustafa..

    YanıtlaSil
  5. Hayata dair çok şeyleri içeriğinde bulacağımız ve kişisel gelişimimize katkı sağlayacak bir yazı. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim sevgili adsız

    YanıtlaSil

SEN YAŞTAYIM

İNSANIN MAVİSİ

  Bu sabah deniz, kendimin "Di'li geçmiş zaman"ı. Bir vakit bendeki mavinin solmamış hali. Çocukça güldüren, aşkça ürperten, b...