Perşembe, Nisan 27, 2023

ALIŞKANLIĞIN KUŞATILMIŞLIĞINDIR

 


Benim alışkanlığım, Nisan'adır. Kusura bakmasın takvimler. Mayıs'larda doğmuşum, ama sevdiğim Nisan'dır. Sevgimi alışkanlığa dönüştüren de Nisan'ın ta kendisidir. İhanetimse Mayıs'adır istemsizce. Vefasızlığım, pembe beyaz çiçek açmış ağaçlaradır kiraz mevsiminden önce.

Ah Nisan'lar ! Küçük havuza düşmüş ay ışığı.. Gecenin nefesiyle titreşen sular.. Anason kokusu taşıyan rüzgarın genç ve güzel yüzdeki pembe buğusu.. Ve bir daha hiç duyamadığım o sevgili kahkahanın gecenin loşluğunda salınışı.. 

Şaşırırdım o zamanlar ! Az ötede lacivert gecenin koynunda uçsuz bucaksız bir göl uyuyorken, neden küçük havuzun labirentlerinde mutluydu yavru sazan..    

Sonra bildim .. Bildim .. Alışkanlıktı damarlarımızda köpüren zehir. Benim alışkanlıklarım Nisan'larda yaşadıklarımdı çokça.. Yavru sazanınki ise, mevsim fark etmez yaşam rutinleriydi işte kendince..

"Desem ki, vakitlerden bir Nisan akşamıdır " diye şiirine başlayan şair.. Bilesin ki, Nisan, bir limonata ile bir dilim kekten ibarettir sorarsan eğer bana.. Ve bir telefon kulübesinde limonata yerine içilen göz yaşıdır kumru ötüşleri eşliğinde.. Yeşil kazaklı, İspanyol paça pantolonlu kızların, serin Nisan sabahlarında körüklü kırmızı boyalı belediye otobüslerine binme telaşıdır Yeni Mahalle Durakları'nda..    

Dedim ya, Nisan'lar sevdiğimdir, alışkanlığımdır. Yaşamın repetesi (tekrarı) değildir alışkanlığın kendisi. Yaşam rutinlerinin tekrarlayan sayıları değildir alışkanlık. Nisan'ın yada diğerlerinin sana neler yaşattığıdır, böylesine nasıl çoğalttığıdır seni parçalarından. 

"Ayniyle vakidir", şarkıdaki gibi. Alışkanlıkların koynunda yaşar insan bebek uykulu bir teslimiyetle. Hem, hiç bilmeden alışkanlık zindanındaki tutsaklığını.

Kahvehaneden çıkmış bir adamın üstüne sinmiş sigara kokusu gibi iticidir kimi zaman alışkanlık. Adamın bunu fark etmemesidir tuhaf olan. Toz toprak içerisinde bir tavan arasında yaşamak da bir alışkanlıktır bakarsan, karanlığı ve rutubeti fark etmeden. 

Alışkanlığın, kuşatılmışlığındır. Benliğini teslim edişindir, değmez hayat rutinlerine.. Tutuculuğunun Nirvanası, vazgeçilemez kodlu yanılgısıdır alışkanlıkların. Yangında ilk kurtarılacak denli öncelikli değilken, olmazsa olmaz koşullu ve hepten geçersiz sözleşmelerle hayata bağlı olduğundur. Ve altın vuruşu alışkanlığın, bir insana körü körüne bağlılığındır.. 

Ama bilsen ki.. ! Vazgeçmek, panzehiridir alışkanlığın. Ruhunu arındıracak, seni sen yapacak olandır. Ben de bilirim elbet, sen de. Şarkı da aynısını söyler; "alışmak, sevmekten daha zordur" hiç kuşkusuz. Alışkanlığı öldürmek, omuzlarını çökerten yükü atıp devasa bir Zerdüşt ateşinde, küllerinden doğmak sonrasında, hiç de kolay değildir, bilirim. 

Alışkanlıkların, köpürerek akan bir nehirken damarlarında, vazgeçmek duvarlı barajlar örmek tek şansındır, ve de tecrübeyle sabittir yaşam sarmalında.

Belki de, bir mum alevini üflemek denli kolaydır her şey !

Sonsuz bir vazgeçiş için, bir nefes yetecektir belki de ..

(İbrahim Ethem Dikmen, Nisan/2023, İzmit)                  

   

 

            

   

 

            

SEN YAŞTAYIM

İNSANIN MAVİSİ

  Bu sabah deniz, kendimin "Di'li geçmiş zaman"ı. Bir vakit bendeki mavinin solmamış hali. Çocukça güldüren, aşkça ürperten, b...