Cuma, Mart 06, 2009

Rüzgar Gibi Geçti


Hüzün dolu ağırlığıyla yılın son günlerini yaşarken, Margaret Mitchell’ın unutulmaz romanının adı geliyor aklıma sık sık..
Amerikan iç savaşında yaşanan olaylar zincirinin anlatıldığı, sonradan filminin çevrilmesiyle tüm dünyada ünlenen romanın ismi..
Yani, “ Rüzgar Gibi Geçti ” ..
Sadece bir roman veya filmin ismi değildir aslında “ Rüzgar Gibi Geçti ”.. Yaşama olan bağlılığımızı ve doyumsuzluğumuzu anlattığımız en güzel vurgulamalardan biridir aynı zamanda..

Yaşamımız sahip olduğumuz en güzel şeydir elbette. Bize bahşedilmiş kutsal bir armağandır o. Zamanı geldiğinde geri alınacak olan. O zaman her anını sevgiyle örerek ve değerini bilerek yaşamak varken, neden çoğu zaman hoyratça tüketiriz bizim olan o muhteşem şeyi? Sonradan da, kendi müsrifliğimize aldırmadan yaşamın cimriliğinden söz eder, çabucak akıp gittiği için sitem ederiz. Rüzgar gibi geçtiğinden yakınırız..
Birbirine benzemeyen yaşam yolculuklarındayız hepimiz.. Kendi yolculuğumuzun geride kalan istasyonlarına el sallıyoruz soluk alıp verdikçe.. Ya da bir daha hiç açamayacağımız pencereleri bir bir kapatıyoruz gün batımlarında.. Zamanın sisleri arasında kayboluyor ve belli belirsiz bir hayale dönüşüyor her şey ve her an, yaşadıkça.. Gerçekten yaşam rüzgar gibi geçiyor..
Kim bilir her birimizin neleri vardır rüzgar gibi geçen yaşamımızda..
Rengarenk mutluluklarımız, bir nehrin yatağından taşması gibi sevinçlerimiz, yürek hoplatan sevdalarımız, kabaran yüreklerimizi yumuşatan gözyaşlarımız, yaşama sevincinin yansıması gülümsemelerimiz vardır elbette..
Yüreklerimizi çepeçevre kuşatmış kederlerimiz de vardır kuşkusuz.. Gri rengiyle içimizi acıtan mutsuzluklarımız, kurşun gibi ağırlığıyla yüreğimizi ezen üzüntülerimizde..
Sahip olduklarımızda vardır, kaybettiklerimizde.. Kaybettiklerimizin hiç dinmeyecek sızısı vardır derinlerde bir yerlerde..
Pişmanlıklar ve başarısızlıklarımız vardır kör karanlıklarda.. Pırıl pırıl ışıklar altında muhteşem başarılarımız, ruhumuzu besleyen alkışlar da vardır..
Doğrularımız, yanlışlarımız gibi haksızlıklarımız ve bencilliklerimiz de vardır.. Paylaştıklarımızın ve fedakarlıklarımızın yanında..
Yani, insana ait ne varsa, yaşamın kendisidir aslında.. Yaşamla insanın birbirinin ikizi olduğunu göreceksiniz baktığınızda.. Birini sevmeden diğerini de sevmek kolay değildir öyle.. İnsanı sevmeden, insana ait değerleri yüceltmeden yaşamdan söz edebilmek boştur. Yaşamı sevmeden de insan olabilmenin anlamı eksiktir bana sorarsanız..
Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Zaman eskimeye, son tanecikte dökülünceye kadar kum saatinden akmaya devam ediyor. Hızlı koşuyor da olsa, yaşam yolculuğunun bilinmezlerle dolu yollarında zamanın ayak seslerini duymak ne güzel.. Zaten o sesleri duymadığımızda her şey bitmiş olacak bizim için..
Önemsemeyin zamanın hızlı geçip geçmediğini.. Nasıl geçtiğine bakın siz.. Yaşanmış yaşamlarınız olsun.. İnsanca yaşanmış yaşamlar.. Sonrasını hayatın kendisi bilir.. Bırakın, nasıl istiyorsa öylece akıp gitsin..
İsterse rüzgar gibi geçsin...


Edirne, 30/12/2007

3 yorum:

  1. Kaç kere okuduğumu hatırlamıyorum.Yazılarınızdaki ifadeleriniz ,ılık esen sonbahar rüzgarı gibi içime, kalbimin derinliklerine işledi.Anlatımlarınız ,olamaz böyle bir şey!dedirtecek kadar yaşanmış,sıcak,etkileyici.Rüzgar gibi gelip geçen hayatımızda bize kalan sadece anılar ve üzüntülerdir.BUĞULU GÖZLER

    YanıtlaSil
  2. sizi her geçen gün dahada özlediğimin farkına varıyorum.Ne tuhaf içimden geçen kelimeler bile kifayetsiz kalıyor.Sizler gibi acaba kaç kişi var,insana,insan gibi davranıp,insan olduğunu hissettirecek.Bu tertemiz parlak bir gün bana sizi anımsattı.Zaman herşeyin ilacı değilmiş,her derde deva olmuyormuş,yaşanmışlar ve hatıralarmış aslında ilaç insana, bunu birkez daha anladım.Güzel insanlar,sizi seviyoruz,seviyorum,unutulmadınız,hiç kimse unutmadı sizi,çünkü sizler öyle bir iz bıraktınız ki,her gün kulaklarınızı çınlatmadan duramıyoruz.Özlemle.BUĞULU GÖZLER

    YanıtlaSil
  3. Ançak seven , özleyen, bekleyen, duyarlı ve büyük bir kalp yazabilir bu yazıyı tebrik ederim..

    YanıtlaSil

SEN YAŞTAYIM

İNSANIN MAVİSİ

  Bu sabah deniz, kendimin "Di'li geçmiş zaman"ı. Bir vakit bendeki mavinin solmamış hali. Çocukça güldüren, aşkça ürperten, b...