Pazartesi, Ekim 09, 2023

TÜKENİŞ

 

Tükenmez kalemin tükenmezliği yazana emanet.

Hatrıysa; "Aaa ! Kalem bitmiş, başka kaleminiz var mı acaba? " ömürlü.

Kalemin tükenirliği boyadan sebep, bilirsin işte.

Boya dediğime bakma sen. Mürekkeplerin mavisi, denizlerin suyudur kastım.

Bu yüzdendir, tükenmez kalemi dalgınlıkla dudaklarıma götürdüğümde dilimin ucundaki tuz tadı.

                         *                         *                         *

Tükenmezlik, suretinde kalemin.. Tükenirlik fıtratında..   

Tükenmez yada kurşun, tekmil kalemin sırdaşlığı sana, kağıtla ortaklaşa.

Yazıp yazıp karalarken, yırtıp yırtıp atarken kendinin müsveddesini, paydaşlarıydı kalemle kağıt onca gizinin. 

İmecesi diğerleriyle badi parmağının, sımsıkı sarılırdı bedenine tükenmez kalemin.

Yine de, güzel olsun istediğin yazın hiç anlatamadı yüreğinde tıkış tıkış bekleyenleri.  

Sözün, yazını yendi hep.

Bundan sebep kendisini hiç okuyamadı, yüzü buzlu camda çoktan silinmiş o sevgili.  

                         *                         *                         *                   

Coğrafya insanın kaderi, insansa tükenmez kalemin kaderiydi.

Çocukluğunda yaz helvası kokan bir dükkanda, kuşlu terazi arkasında otururken hatırladığın Bakkal Amca'nın kulak arkası aparatıydı tükenmez kalem. 

Sarı yapraklı matematik defterine kurşun kalemle yazardın da; annesinin sabahları kumral saçlarını ördüğü o kızın çıtçıtlı pembe defterine "Kalbin kadar temiz bu hatıra defterinden bana da bir sayfa ayırdığın için teşekkür ederim ..." diye yazarken, satır aralarına gizlediğin aşkını mavi boyalı bir tükenmezin elçiliğine havale ederdin. 

Sonra milyon imza attın, tükenmezin milyon çeşidiyle. 

Kargacık burgacık imzalar.. Afili imzalar.. Ciddi imzalar..

Sevgisizdin bazı, harakiri yaptı bu yüzden tükenmez kalem, mavice akıttı kanını gömlek cebine. 

Bazı da, mürekkep lekeleri yoldaştı kol düğmelerine. 

Her tükenmez, kendi kaderini yaşadı eşleştiği insanda.

Yaşayıp yaşayıp tükendi kendi bedeninde.

Şimdiyse, bir banka gişesindeki ipli tutsaklığı ve elden ele dolaşan yalnızlığıyla yüreğini burkmakta tükenmez kalemin biri, bilirim ben seni..

                         *                         *                         *

Tükenmesi tükenmez kalemin, çoğu kere olmadık zamanda.   

Oysa, tükenmez kalemin bilindik ihanetidir tükenir olmak.

Yine de razı gelmez gönlümüz, tükenmesin sevgili kalem.

Annesinin kumral saçlarını ördüğü kızın, kış sabahları üşüyen ellerini nefesimizle ısıtır gibi öpsün soluğumuz tükenmez kalemi..

Yüreğimiz denli sıcak olsun da, soğumasın boyası.. Ve yazsın tükenmez kalem her vakit.

                         *                         *                         *

Tükenmez kalemin tükenişi boyadan, insanın tükenişi insandan sebep.

Ruhdaşlık desen, matematik üstü bir ihtimalle denk düşmesi insanın ruh aynına.

Ansızın yolunun kesişmesi, pervanelerce uçup durduğu ateşten bir ruhla.

İnsanın tükeniş öyküsüyse, ruhdaş yoksunluğunun ta kendisi.

Kış sabahları üşüyen ellerini ısıtabilmek için salt kendi nefesine muhtaçlığında saklı insanın ruhça yalnızlığı.

Ve ruh ışığına dokunulmaz olunca başlar tükenişi insanın.. 

Bir de yanlış dokunuşların falçata kesikleriyle dilim dilim olduğunda .. Yara bere içinde kaldığında..


( ibrahim ethem dikmen, Ekim/2023, İzmit )

4 yorum:

  1. Kaleminize sağlık Başsavcım ne güzel yazmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim sevgili adsız.. Selamlar sevgiler..

      Sil
  2. Tebrikler Başsavcım yine kelimeler can bulmuş kaleminizde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum Mustafa, selamlar sevgiler..

      Sil

SEN YAŞTAYIM

İNSANIN MAVİSİ

  Bu sabah deniz, kendimin "Di'li geçmiş zaman"ı. Bir vakit bendeki mavinin solmamış hali. Çocukça güldüren, aşkça ürperten, b...