Salı, Ağustos 29, 2023

YALNIZ EVLERİN TUHAF SESSİZLİĞİ


 "Yalnız evlerdeki tuhaf seslere takıntılıyım" dedim Ana Kraliçe'ye.

Sonra devam ettim; "Lütfen koloninize söyleyin, geceleri yalnız evimin içinde ayak parmaklarının uçlarında yürüsünler." 

"Ha ! Bir de çocuklarınız Anne Kraliçe, onlar da koşuşturarak oyun oynarken lütfen daha az şamata yapsınlar, olur mu Sevgili Kraliçem!"

Sıcak bir ağustos gecesinin saat bilmem kaçında, zifiri karanlık evimin yatak odasından böyle seslendim Ana Kraliçe Karınca'ya.

Beni duyduğundan hiç kuşkum yok.

Hatta, o kocaman gözlerinden fışkıran muzip ve mavi bir ışığın, karanlığın içinde bir an yanıp söndüğünü de hissettim.  

Ama, Sevgili Anne, bir kraliçeye hiç yakışmayacak şekilde davrandı bence.

Yalnız evimin sessizliğini bozmamaları ricamı umursamadı.

Kolonisine dönüp, o güzel başındaki antenlerini "boş verin" anlamında sallayarak, mutfak tezgahının üstündeki vişne reçeli damlacıklarını çocuklarıyla birlikte yemeye devam ettiğinden adım gibi eminim. 

Nereden bilecekti ki Ana Kraliçe !

Tuhaf seslerin zamansızca cirit attığı mekandır yalnız evler.

Hele ki, geceleri.

Eşyalar, hiç bilinmemiş alfabesiz dilleri konuşur yalnız evlerde.

Alfabesi olmayan dillerse, dil bilgisinden muaf elbette.

Harfler silik, heceler anlamsız, sözcükler tuhaf oluyor yalnız evlerin nesneleri konuştukça.

Yazısı yok, telaffuzu hepten zor, tuhaf sesler alfabesizliğinin.. 

Söz gelimi, tavan arası çıtırtısı, buzdolabı tıkırtısı şeklinde kodlanmış tuhaf seslerin şifreleri nedir ki gerçekte ?

Genleşen ahşabın esnemesi mi, yokuş yukarı çıkmakta olan yaşlı buzdolabı motorunun soluk soluğa kalması mı duyduğun ?

Yoksa muhteşem bir devinim mi, bir çıtırtının karanlık gecenin koynundayken sana armağanı !

Bir yel değirmeniyle birlikte dönüyor olmanın sarhoşluğu gibi, hayatındaki yitik sesleri ve silinmiş yüzleri, oraya buraya gizlenmiş anıları ansızın gecenin orta yerine saçan, böylelikle eşsiz bir devinime sebep olan bu minnacık çıtırtı öyle mi ! 

Bir tavan arası çıtırtısı nasıl olur da sayısız anıyı çağırır dersen, belleğin ve ruhun tetikçisidir geceye gizlenmiş tuhaf sesler bilesin..  

İşte, çocukken yaramazlık yaptığında, gaz lambalı ahşap evlerin tavan arasında yerleşik olduğunu sandığın "parlayan gözlü" devle korkutulman ..

İşte masalcı teyzelerin ballandıra ballandıra anlattıkları, senin tüylerini diken diken eden hayaletli, hortlaklı, kesik başlı hikayeler ..

Ve daha niceleri ..

Seçmek sana kalmış. Beğen beğendiğini.. Gülümse istediğine.. İstediğine de, Ana Kraliçe'nin kolonisi duymadan ağla .. 

Bense, gördüm hangi anıyı seçtiğini senin. 

Sen demişken, kim olduğunu bilmiyorum işte. 

Tavan arası çıtırtısıyla gelen bir suret, gözle seçilemeyen bir siluetsin ihtimal..

Huzurlu ve dingin bir yaşama etiketlenmiş 70' lerin hemen başında, o uçsuz bucaksız bağlardaki yaz gecelerinden birisi..

Bin bir çeşit meyvenin baygın kokusu dalga dalga.. 

Üzümler.. Üzümler.. Yeşil, sarı, kara üzümler.. 

Sarı parlak bir ay ışığı canlı cansız her şeyi birer gölgeye dönüştürmüş.. 

Ay'ın kendisi bazen küçük havuzun, bazen çıkrıklı su kuyusunun dibinde.. 

Ve gecenin içinde sesler.. 

Yalnız evlerin tuhaf seslerine hiç benzemeyen sesler.. 

Serin rüzgarla hışırdayan dut ağacı yaprakları.. 

Kavuşamayan âşıklar için iç çeken İshak kuşları..

Memleketimin Mahlep şarabıyla tutuşmuş on altı yaşlı kanımızın damarlarımızdaki genç yürüyüşü.. 

Ve o güzel temiz yüzlerin geceye karışmış masum fısıltıları.. 

Uzaklarda, derin uykudaki şehrin kıpır kıpır ışıkları..

İki katlı bağ evinin bastıkça gıcırdayan merdivenleri ..   


"Bir gece habersiz bize gel

Merdivenler gıcırdamasın

Öyle yorgunum ki hiç sorma

Sen halimden anlarsın

Sabahlara kadar oturup konuşalım

Kimse duymasın

Mavi bir gökyüzümüz olsun kanatlarımız

Dokunarak uçalım "


der, bir şiirinde hemşehrim Cahit Külebi.

Merdivenlerin gıcırdamasını istemez şair.

İster ki, usulca ve habersiz gelsin sevgili ..

Oysa, merdivenlerin gıcırtısı, sevgilinin gelişinin muştusu..

70' lerin 16' lıları bir muştunun hayalini kurarlardı bağ evinde, o yaz gecelerinde ..

Seslerin bir önemi yoktu.. Bütün sesler güzeldi..

Sadece, yalnız evlerden, ve onlarda yaşayan tuhaf seslerden habersizdiler henüz..


( Ağustos / 2023, İZMİT )


2 yorum:

  1. İbrahim bey, yüreğinize ve kaleminize sağlık. Paylaşımınız için sonsuz teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takip ettiğiniz için ben size çok teşekkür ederim değerli dost. Selamlar sevgiler.

      Sil

SEN YAŞTAYIM

İNSANIN MAVİSİ

  Bu sabah deniz, kendimin "Di'li geçmiş zaman"ı. Bir vakit bendeki mavinin solmamış hali. Çocukça güldüren, aşkça ürperten, b...