Pazartesi, Eylül 21, 2009

Aktütün'deki Asil Ruh



“Vatan-Sana-Canım-Feda
……………………………”

Hepsinin bir ismi var elbette..
Muhammet, Hasan, Ramazan, Davut ya da Hakkı gibi…
Ait oldukları bir vatan toprağı da var hepsinin kuşkusuz. Erzurum, Siirt, Ordu, Adana ya da İzmir diye anılan…
Her birimizin neleri varsa onların da var aynısından..
Göğsünde büyüdükleri anaları, aynı karında yattıkları kardeşleri, baldan tatlı çocukları, sevdalarını fısıldadıkları nişanlıları, can yoldaşı eşleri var..
Sırlarını paylaştıkları arkadaşları, külüne muhtaç oldukları komşuları, bayramlarda elini öptükleri öğretmenleri de…
Bir de yirmili yaşları var hepsinin. Yaşamdan alacakları var vatan borcundan sonraya bıraktıkları.. Maviye boyadıkları düşleri, yüreklerine sığmayan ümitleri, taşkın bir nehir gibi özlemleri var sıralarını bekleyen..
Sonra paylaştıkları kaderleri var birbirleriyle Aktütün’ün mavi göğünün altında.
Aynı karavanaya kaşık sallarken, nöbet yerinde hüzünlü bir türkü mırıldanırken, uyumayan düşmanı beklerken, sabahları gün ışığında “her şey vatan için” diye haykırarak yürüyüş kararı sayarken, yıpranmış bir fotoğrafın üzerine bir damla gözyaşı dökerken, demli bir çayı buğusuyla yudumlarken paylaşılan bir kader..
Aktütün’de başka şeylerde var..
Bir tarafta asil bir ruh var.. Diğer tarafta hain ve kalleş bir düşman..
Asil ruhun vatanı için dökecek asil kanı var.. Öbürünün üzerindeyse insanlığın laneti ..
Asil ruh vatanı için mübarek kanını dökerek en yüce mertebeye yükseliyor..
Milletine layık evlat olmanın gururuyla veda ediyor..
Ateş elbette düştüğü yeri yakıyor.
Ateş, Türk Milleti’nin bağrına düşüyor..
Asil millet yangın yerine dönen bağrına aldırmadan birbiriyle kenetleniyor.
Kırmızı-beyaz Türkiye asil evlatlarını uğurluyor..
Edirne, 08/10/2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SEN YAŞTAYIM

İNSANIN MAVİSİ

  Bu sabah deniz, kendimin "Di'li geçmiş zaman"ı. Bir vakit bendeki mavinin solmamış hali. Çocukça güldüren, aşkça ürperten, b...